Yine upuzun bir yolculuktayım.. Sabah ezanı çalınıyor kulağıma,başka şiir yok, başka şiire ihtiyaçta yok. Dilimde söylenmiş noktası vurulmuş birkaç cümlem yanımda birkaç kitaptan fazlası yok. Bir çok eksilmeyle gidiyorum,bir çok eksilme ile de döneceğim büyük ihtimal.Döndüğümde de geldiğim yerde yine eksilenler olacak bunu da biliyorum. Bir yerden gittim,veda ettim ondan sonrada ardı arkası kesilmedi vedaların.Kimi bir tık ileride tuttuysam araya veda girdi Kaç kişiye veda ettim.kalbime kaç defa veda kılıfı giydirdim bilmiyorum ama ilk defa kalbimde sakladığım küçük kız çocuğu sarıldı birine ben ağlamaktan çekindim o çekinmedi ağladı veda ettiği bir zamanlar komşuluk ettiği kalbine …. Öyle vedalarda da vefa saklı ..
Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölümüne, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar
“Bedenimin bile kaldıramayacağı kadar büyük ve ağır yükler taşıyorum ruhumda. Bir gemi olsaydım çoktan batmıştım inan. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak hayatımda biliyorum. Ve daha acısı bu artık üzmüyor beni. Bir hiçliğin girdabındayım anlayacağın.”
Günün Kitap Önerisi: Telomeraz Devrimi
Yaşlanmanın ve Yaşlanmayla İlgili Hastalıkların Sonu
Yazar: Michael Fossel
Çeviri: Elanur Yılmaz
Bilimsel bir atılımın eşiğindeyiz. Yaşlanmanın arkasında yatan biyolojik mekanizmanın nasıl işlediği anlaşıldı. Yaşlanmayı durdurmak için ne yapacağımızı artık biliyoruz.
Bir vücut hücresi bölündüğünde telomerler yani kromozomların uç kısımları kısalır. Telomer…
Kanuni Sultan Süleyman’ın aklına takılan ve onu yoran bir soru vardır.
"Çok güçlü bir duruma getirdiği Osmanlı Devleti’nin akıbetini hayâl eder, günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı?" diye..
Bu sorunun cevabını almak için dönemin ünlü Türk alimi ve 'ağabey' dediği süt kardeşi Yahya Efendi’ye Sadrazamını gönderir.
Sadrazam gider, sorar ve döner.
Kanuni: "Ne dedi?" diye sorunca Sadrazam cevabı söyler: "Neme lazım dendiği zaman!"
“- Başka bir şey söylemedi mi?”
“- Hayır efendim. Bir tek cümle söyledi.”
Bu cevabı uzun bir süre düşünen Kanuni, sonunda ünlü alime mektup yazar, bunun ne anlama geldiğinin açıklanmasını ister:
“-Çeşitli yorumlar yapıyorum, ama doğrusu nedir, onu ancak siz söylersiniz..” der.
Ve ünlü alim Yahya Efendi de bir mektup yazıp, Kanuni’ye gönderir. Mektup şöyle:
“Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık, adaletsizlik ve yolsuzluk sıradan bir hale gelirse, işitenler de “neme lazım” deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse…
Bilenler bunu söylemeyip susarsa ve gizlerse...
Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkar, bunu da taşlardan başkası işitmezse...
İşte o zaman devletin sonu görünür.
Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır. Halkın güven ve itimadı sarsılır. Asayişe itaat hissi kaybolur.
Halkın umutları yok olur, böylece devletin yıkılması mukadder ve kaçınılmaz hale gelir..”
KAYNAKÇA: Bu mektup, 500 sene önce yazılmış ve Topkapı Sarayı’nda sergilenmektedir.